Hakkımda


İnsanın kendisi hakkında yazması ne kadar da zormuş...

Merhaba, ben Emra Kesim. Öğrencilerim beni Hocam veya Emra Abla diye çağırıyorlar. Neyse ki henuz (beni bebekliklerinden beri tanıyan birkaç öğrencim dışında) Emra Teyze diyen yok. J

1973 yılında 7 aylık olarak İstanbul’da doğdum. 7 aylık olmam hayatımın tüm alanlarında etkili oldu. Hızlı hareket etmeyi, hızlı düşünmeyi, hızlı çözüm üretmeyi severim. Oyalanmak, bahane bulmak hiç bana göre değil. Hesap makinesine sayıları yazmakla zaman kaybetmemek için soruları kafadan çözdüğüm doğrudur. (Bir gün bunun da hikayesini anlatacağım. J)

Sırasıyla Yeşilköy Halil Vedat Fıratlı Pansiyonlu İlkokulu, Nişantaşı FMV Özel Işık Lisesi ve Boğaziçi Üniveristesi Eğitim Fakültesi Fizik Öğretmenliği Bölümü’nü bitirdim.  Halen Girne Amerikan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında yüksek lisans yapıyorum. Yüksek lisans biterken kızım da liseyi bitiriyor olacak. Ardından onunla bir üniversite daha okumak ve aynı anda doktora yapmak gibi planlarım var. Öğrenmenin yaşı yok. J

Kendimi bildim bileli astronot olmak istedim. Daha 7 yaşındayken başucumda Satürn’ü anlatan bir kitapla uyur, resimlerine bakardım. Lisede Fen-Matematik okudum, üniversitede Fizik ve öğretmenlik derslerinin yanısıra mümkün olan tüm Astronomi derslerini de aldım, bir Boğaziçi ve İstanbul aşığı olan efsane Dr. John Freely’nin uzun süre öğrencisi olma şansına eriştim. (Canım Hocam, nurlarda yatsın.)

1993 senesinde daha çömez bir fizik öğretmenliği öğrencisi iken fizik ve matematik (ve pek tabii ki büyük aşkım kimya) özel ders vermeye başladım. Bugüne kadar sayısını hatırlamadığım kadar çok sayıda öğrenciyle çalışma şansı buldum. Onlardan ve ailelerinden o kadar çok şey öğrendim ki, öğrendiklerimin öğrettiklerimden daha çok olduğuna yürekten inanıyorum. Hepsine buradan el sallıyor ve öpücük gönderiyor, bana güvendikleri için teşekkür ediyorum.

Okumakta olduğunuz özgeçmişi yazarken kızım İrem, ‘Anne’ dedi, ‘İnsanın annesinin fizik öğretmeni olması çok havalı bir şey. Arkadaşlarım senin fizik öğretmeni olduğunu, hele de işinin özel ders olduğunu ve neredeyse tüm sayısal dersleri anlatabildiğini duyunca ‘Çok şanslısın. Annen seni hep çalıştırıyordur.’ diyorlar. Gerçeği bilmiyorlar ki.’ dedi. Gülüştük.

Sanılanın aksine kızımı 15 yaşına kadar hiç ders çalıştırmadım. Hatta ne ödeviyle, ne projesiyle, ne sınavıyla çok fazla ilgilenmedim. Sebeplerini, detaylarını  ve neden velilerin çocuklarını (özellikle okula ilk başladığı yıllarda) çalıştırmaması gerektiğini blogda anlatacağım. 

Tekrar ve tekrar merhaba J
Emra Kesim
04.Ekim.2017



Comments

Popular Posts